Privacy Policy

Tag KTTO

KTTO, “Ulusal Gıda Referans Laboratuvar”ını ziyaret etti

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ve Genel Sekreter Aysun Önet İleri, Veteriner Dairesi Müdürü Hüseyin Ataben’i ziyaret ederek “Ulusal Gıda Referans Laboratuvar”ını yerinde inceledi. Ziyaret sırasında laboratuvar hakkında bilgi veren Ataben, Kıbrıs Türk Ticaret Odası gibi köklü ve güçlü bir kurumun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Uluslararası standartlarda hizmet veren Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı’nın ülkemiz için gurur kaynağı olduğunu belirten Toros,  gıda ve yem gibi maddelerin böylesine çağdaş ve uluslararası standartlarda analiz edilmesinin önemini vurguladı.  Ayrıca, güvenli gıda tüketimi için gıda zincirinin tüm aşamalarında, yani “tarladan sofraya” güvenilirliğin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Toros, laboratuvarın kurulum ve donanımına sağlamış oldukları finansman desteği için T.C. Lefkoşa Büyükelçiliğine teşekkür etti. İzlenebilirliğin, gıda güvenliğinin sağlanmasında en temel unsurlardan biri olduğunu belirten Toros, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’na da bu konularda yapmış oldukları çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Daire Müdürü Ataben, Almanya’dan belgelendirme kuruluşu TÜV tarafından belgelendirilen laboratuvarın Kıbrıs’ta tek, Türkiye’de ise ikinci örnek donanıma sahip olduğuna vurgu yaparak, gösterdikleri ilgiden dolayı Başkan nezdinde Kıbrıs Türk Ticaret Odası’na teşekkür etti.

 

 

“Et ürünleri piyasamızı rekabete açın”

Bir turizm ve yüksek öğrenim adası olma yolunda hızla ilerlemekte olan Kuzey Kıbrıs’ta et fiyatlarının yüksekliği ve buna ilişkin tartışmaları ibretle izlemekteyiz. Yüksek et fiyatları, piyasaya pahalılık olarak yansıyarak, tüketicinin alım gücünü ve refah seviyesini geriletirken, turizm ve yüksek öğrenim amacıyla adamızda bulunan binlerce kişiye sunulmakta olan mal ve hizmet kalitesini de olumsuz şekilde etkilemektedir.

Et kaçakçılığını cazip hale getiren bu durum, kayıt dışılığı da körüklemektedir. Böylesi uygulamalardan en büyük zararı tüketiciler görmektedir. Bir yandan artan fiyatlarla bütçeleri sarsılmakta, ayni zamanda gıda güvenliğinden yoksun gıdalar tüketmek zorunda bırakılmaktadırlar. Ne yazık ki, şimdiye kadar tüm hükümetlerimiz soruna bu açıdan bakmak yerine küçük gruplardan gelebilecek öfke dolu tepkilere göre politika belirlemekte ve bu sektörü rekabete açmamak konusunda ciddi bir direnç sergilemektedirler.

Et ve tarımsal ürünlerde yaşadığımız sorunlar ve tıkanıklıklar yasaklar ve korumacı önlemlerden kaynaklanmaktadır. Bu sektörümüzde yaşanan tıkanıklıkları aşmak ve yurttaşlarımız ile konuklarımıza daha uygun koşullarda beslenme imkanı sunabilmek için bir takım kriterlere bağlı olarak serbestleşmeye ihtiyaç duyulduğu aşikardır. Hükümetimizi, et ve et ürünleri piyasamızı rekabete açacak önlemler alarak geliştirmeye çağırır; bundan zararlı çıkan herhangi bir kesimin olmayacağının, böyle bir rekabetçi ortamın herkesin kazanmasına olanak sağlayacağının altını özenle çizeriz.

“Piyasa Gözetimi ve Denetimi Semineri” düzenlendi

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı ortaklığında ve Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi katkılarıyla “Piyasa Gözetimi ve Denetimi Semineri” düzenlendi.

Ticaret Odası konferans salonunda yer alan Seminerde Cumhurbaşkanlığı Diplomasi ve AB Özel Danışmanı Erhan Erçin’in yanı sıra, TC AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi yetkilileri de hazır bulundu.

TOROS

KTTO Başkanı Fikri Toros, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, AB ve uluslararası rekabet koşullarında, AB standardında mal ve hizmet sağlamanın kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Ticaret Odası olarak AB’nin Kıbrıs Türk toplumu içerisindeki çözüm ortağı olduklarını kaydeden Toros, iş dünyasını AB’ye hazırlamaya azami gayret gösterdiklerini, TC’nin tecrübelerinin kendileri için değerli bir kaynak olduğunu ifade etti.

Güvenli üretimlerle ilgili önlemlerin, üretici ve tüketiciyi doğrudan ilgilendirdiğini söyleyen Toros, etkinliğin gerçekleştirilmesinden dolayı TC AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel ve TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi Müdürü Bilal Kendirci’ye teşekkür etti.

YÜCEL

TC AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel de, Nisan 2014’te imzalanan protokol çerçevesinde KKTC’ye AB müktesebatına uyum için teknik destek sağladıklarını kaydetti.

Yücel, bir önceki seminerde “malların serbest dolaşımı” konusunun ele alındığını hatırlatarak, bugünkü seminerdeyse AB sürecinde “piyasa gözetim ve denetiminin” ne anlama geldiğinin işleneceğini söyledi.

Avrupa standartlarında üretim ve tüketim oluşturmanın önemine işaret eden Yücel, gıda güvenliği ile vatandaşların hak ettiği standartlara ulaşmasının Kıbrıs sorununun çözümünden bağımsız olarak düşünülmesi gerektiğini anlattı.

Dünyadan izole yaşamanın mümkün olmadığını kaydeden Yücel, üretici ve dağıtıcıların bu standartları oluşturduğu gibi, hükümet ve bürokrasinin gözetleme ve denetleme görevini yerine getirmesi gerektiğini, çalışmaların faydalarının 2-3 yıl içinde görülmeye başlanacağını dile getirdi.

Yücel, bugün verilecek teknik bilgilerin sürecin başlangıcını temsil edeceğinin de altını çizerek, TC AB Bakanlığı olarak her türlü teknik destek ve yardımı yapmaya hazır olduklarını vurguladı.

Seminerde daha sonra TC Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı Tek Pazar ve Rekabet Başkanı Lale Çelik “Malların Serbest Dolaşımı Genel Bilgilendirme” sunumunu gerçekleştirdi.

Seminerde ayrıca, “Akreditasyon ve Standardizasyon Genel Bilgilendirme”, “Gıda-Dışı Tüketici Ürünleri Alanında Piyasa Gözetimi ve Denetimi” ile “Gıda Güvenliği Alanında Piyasa Gözetimi ve Denetimi” konularında sunumlar yapılacak.

 

Yapısal Dönüşüm Programı’nın İzlenmesi İle İlgili Açıklama

Günümüzün sürekli değişen siyasi konjonktürü ve ağırlaşan rekabet koşulları, ekonomik yönetişimin önemini de artırmakta ve ülkelerin bu amaçla etkili mekanizmalar oluşturmasını zorunlu kılmaktadır. Bu mekanizmaların amacı, ekonomik büyümeyi sürekli ve istikrarlı hale getirmek, ülke insanlarına ekonomik faaliyetlerini sürdürebilecekleri bir ortam yaratmaktır.

KKTC bakımından ekonomik yönetişimin temeli, Türkiye ile imzalanan ekonomik ve mali işbirliği anlaşmalarını hayata geçirmektir. 2016-2018 yılları için geçerli olan Yapısal Dönüşüm Programı bu anlamda büyük önem taşımaktadır.

Yapısal Dönüşüm Programı’nın uygulanmasına verdiğimiz öneme bağlı olarak oluşturduğumuz izleme komitesi çalışmalarına devam etmektedir.

Geçmiş çalışmalar

Yapısal Dönüşüm Programı’nın imzalanıp yürürlüğe girmesindeki gecikmeler nedeni ile yapılması gereken işler Haziran ayından itibaren takvimlendirilmiş ve program yürürlüğe girmiştir. Ne var ki, Haziran ayından bu yana geçen dört aylık sürede programda öngörülen hiçbir çalışma hayata geçirilmemiştir.

Yaz aylarındaki uygulama programı oldukça hafif tutulmuş olmasına karşın, eğitim sistemini doğrudan etkileyecek “norm kadroya geçilmesi” gibi hususların uygulaması yapılmadan yeni ders yılına başlanmış ve gerçekte en az bir yıl kaybedilmiştir.

Bu konudaki saptamalarımız daha önce kamuoyu ile paylaşılmış bulunmaktadır. Aradan geçen sürede herhangi bir iyileşme saptanamamıştır.

Eylül çalışmaları

Daha önceki açıklamalarımızda da belirtmiş olduğumuz gibi Eylül ayında aşağıdaki çalışmaların yapılması öngörülmüş olmasına karşın, bu çalışmalar da yerine getirilmemiştir.

  1. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele eylem planının hazırlanması
  2. Üniversitelerin yeterlilik şartlarının belirlenmesi ve her üniversitenin bu şartları karşılayıp karşılamadığının denetlenmesi
  3. Toplu taşıma sisteminin hukuki altyapısının tamamlanması
  4. Faktoring, finansal kiralama ve Finansman Şirketleri Yasasının çıkarılması

Bu çalışmaların Kıbrıs Türk ekonomisi ve yaşamı için ne denli önemli olduğu sıklıkla ifade edilmektedir. Kayıt dışı ekonomi ile ilgili olarak odamız tarafından yapılan araştırmalarda bir eylem planı önerisi de yer almaktadır. Gerçekte hükümetin elinde hazırlanmış çalışmalar olduğu halde hükümet bunları yasal hale getirmekten kaçınmaktadır.

Üniversitelerin rekabet gücünü artıracak ve devamlılıklarını sağlayacak en önemli unsurların başında gelen kalitelerinin yükseltilmesi konusunda geç kalınması ve üniversitelerimizi yeterlilik şartlarını karşılayıp karşılanmadıklarının belirlenmesi konusunda yetersiz kalınmasının üniversitelerimiz ve Kıbrıs Türk ekonomisi için taşıdığı tehlike de oldukça açıktır. Hükümet aslında bu tehlikeyi de görmezlikten gelir duruma düşmüştür.

 

Ekim ayında yapılması gerekenler

Bu arada içinde bulunduğumuz Ekim ayında yapılmak için listelenmiş olan görevler konusunda da hiçbir çalışma saptanmamıştır. Bu çalışmalar şunlardır:

  1. Yeni kamu görevlileri yasasının çıkarılması
  2. Kamuda çalışma saatlerinin düzenlenmesi
  3. Tahakkuk esaslı muhasebe sistemine geçilmesi
  4. Yeni teşvik mevzuatının çıkarılmasın
  5. Tarım Strateji Belgesi’nin yayınlanması ve tarımda kayıt sistemi oluşturulması için Türkiye Tarım Bakanlığı ile işbirliğine gidilmesi

Bu çalışmalar arasında yer alan tarım alanı ile ilgili çalışmalar dışındaki hiçbir uygulama gerçekleştirilmemiştir. Kamuda çalışma saatlerinin özel sektör çalışma saatlerine uyarlanması gerektiği ile ilgili olarak yıllardan beri yapmakta olduğumuz uyarılar bütün hükümetler tarafından kabul edilmiş olmakla birlikte ve bunun için gerekli düzenleme yetkisi Bakanlar Kurulu’nda olduğu halde bu düzenleme bir türlü yapılmamaktadır.

Ekim ayında yapılması öngörülen kamu görevlileri yasası ile ilgili düzenlemelerin halkımız için ne denli önemli olduğu da herkesin malumudur. Bu çalışmalar konusunda da herhangi bir gelişme saptanamamıştır.

Hedeflerden sapılmıştır

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, ekonomik yönetişime verdiği öneme bağlı olarak Yapısal Dönüşüm Programı’nı izlemek ve uygulanmasına katkı koymak amacı ile çalışmalarını devam ettirmektedir. Ne yazık ki, bu programı izlemek için Temmuz ayından beri sürdürdüğümüz çalışmalar, programın uygulanması için herhangi bir çaba gösterilmediğini ve program hedeflerinin henüz daha herhangi bir icraata başvurmadan sapma gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Halkımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

“Öncelikli sorumluluk Kıbrıs Rum liderliğinde”

KTTO, Yeşil Hat Ticareti’ndeki psikolojik engeller konusunda açıklama yaptı

“Öncelikli sorumluluk Kıbrıs Rum liderliğinde”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası yaptığı bir açıklamayla Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Güney’e yapılan ticaretin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birinin “psikolojik engeller” olduğunun altını çizerek, Kıbrıs Rum toplumunda Kuzey Kıbrıs’la ticaret yapılması konusunda bazı kesimlerde büyük bir tabu olduğunu, bu önyargının bütünlüklü bir anlayışla kırılması için öncelikli sorumluluğun Kıbrıs Rum liderliğinde olduğunu belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Rum kamuoyuna yansıyan ve Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Kuzey’den ürün tedarik etmek isteyen bir Kıbrıslı Rum’un tehdit edildiği haberinin daha basına yansımadan kendilerinin bilgisine geldiği aktarılan Oda açıklamasında, konunun ayni gün içinde resmi bir yazıyla Avrupa Komisyonu’na aktarıldığı, KTTO’nun Güney’deki muhatabı Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası (KEBE) ile görüştüğü ve tüm bu girişimlerin mevcut ticaretin gerçekleşmesini engellemeyecek şekilde çok boyutlu bir hassassiyet içinde yürütüldüğü belirtildi. KTTO, bu baskıların Kıbrıs Rum basınında geniş yer bularak, ticaretin yasal olduğunun vurgulanmasını ise olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

Yerli ürünlerimizin satışı önceliğimizdir

Odanın, Kıbrıs Rum toplumundaki psikolojik engellerin aşılması ve Yeşil Hat üzerinden yapılan ticaretin gelişmesi için 2004 yılından bu yana çok boyutlu bir lobi çalışması ve çeşitli projeler yürüttüğü belirtilen açıklamada, bunu yaparken alıcılarla satıcılar arasındaki ticari ilişkilerin zarar görmemesi için sorumluluk içinde hareket edildiği vurgulandı. “Önceliğimiz üreticilerimizdir, ürünlerini AB standartlarına taşıyabilmeleri ve mallarını satabilmeleridir” denilen açıklamada, özellikle patates ticaretinin çok özel koşullar gerektirdiği hatırlatıldı. Oda açıklamasında sözkonusu kurallar nedeniyle tohumdan satışın gerçekleştiği ana kadar belgelendirme ve denetim yapan AB uzmanları gözetiminde her satış için Oda bünyesinde yoğun bir teknik çalışma yürütüldüğü vurgulandı. Açıklama, gerek Yeşil Hat ticaretini artırmak, gerekse önyargıları kırmak için yürütülen çok boyutlu çalışmanın devam edeceğine vurgu yapılarak tamamlandı.