AB’DEKİ KIBRIS TÜRK TEMSİLİYETİNE ENGEL OLMAK ESKİ SİYASETİN VİZYONUDUR
Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak Türkiye ilerleme raporu tartışmaları çerçevesinde, Kıbrıslı Türklerin de AB Parlamentosu’nda temsil edilmelerinin gündeme gelmesini yakından takip ediyoruz. Tüm adayı temsil etme iddiasında olan Kıbrıs Rum yönetiminin, AB Parlamentosu’ndaki 6 koltuğun tamamını işgal etmesinin yanlışlığını her platformda dile getiren Odamız; Kıbrıslı Türklerin de Avrupa Birliği içinde temsil edilmesine imkân sağlamak üzere 2 koltuğun gerçek sahiplerine iade edilmesini hem adilane hem de yaratıcı bir açılım olarak değerlendirmektedir. Odamız gerek Brüksel’de gerekse Lefkoşa’da, AB-Türkiye-Kıbrıs ilişkilerine yeni ve olumlu bir ivme yaratabilecek böylesi bir açılımın gereğini muhataplarına anlatmaktadır. Son olarak bunu açıklayan bir mektup tüm AB parlamenterlerine dağıtılmıştır.
Kıbrıs Rum Yönetimi AB değerlerine uygun davranmalıdır
AB Parlamentosu’nun bu yönde bir karar üretmemesi için siyasi gruplar nezdinde negatif bir kampanya yürüten Kıbrıslı Rumların dışlayıcı tutumu, Avrupa’nın hiçbir olumlu değeriyle uyuşmamaktadır. Katılımcılık, demokrasi ve insan hakları gibi temel değerleri gözardı ederek, köhnemiş ve yıllardır tekrarlanmaktan anlamını yitirmiş resmi politika kalıplarının arkasına sığınan Kıbrıs Rum idaresinin yaklaşımı, halkımız arasında hayal kırıklığı yaratmaktadır. İçinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle tüm dünyadan, özellikle de AB’den işbirliği, destek ve empati bekledikleri bu dönemde ayni empatiyi Kıbrıslı Türklerin haklarını teslim etme konusunda göstermemeleri de tutarsız bir davranıştır.
Soğuk Savaş dönemi tutumu değişmelidir
Dünya siyasetinin dönüştüğü ve bölgedeki tüm eski yapıların birer birer yenileriyle değiştiği bu dönemde, yeni siyasete uygun, yeni bir dile ve anlayışa ihtiyaç duyulduğu açıktır. Soğuk savaş dönemi dilini ısrarla sürdüren Kıbrıs Rum yönetiminin adadaki iki kesim arasındaki ilişkileri zehirlediğini ve bölgedeki olası açılımları engellediğini, tüm dünyanın görmeye başlamıştır. Güney’deki yeni yönetimin alışılageldik eski siyaset anlayışını sürdürmesi durumunda, uzlaşı umutları zarar görecek, işbirliğinden yarar sağlayacak bölgedeki tüm taraflar kaybedecektir.