Asgari Ücret İle İlgili Basın Açıklaması: Ya Batağa Ya Kaçağa

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 1 Şubat 2019 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirledi. Asgari ücretin aylık brüt 3,150 TL olarak belirlenmiş olmasının farklı tepkilere neden olduğu gözlemlenmektedir. İş insanlarımız, asgari ücretin yükselmesinin ve buna bağlı olarak yükselecek olan maliyetlerin fiyatlara yansıyarak pahalılığa neden olacağını belirtirken; çalışanların temsilcileri, bu asgari ücret ile geçinmenin olanaksız olduğunun altını çizmektedirler.
Kamuoyu, asgari ücretin bir gösterge olduğunu, iş yerlerinde asgari ücreti aşan seviyelerde ücretler uygulanmakta olduğunu ve yenilenmiş asgari ücretin bütün maaş ve ücretlerde genel bir yükselişe neden olarak mal ve hizmetlerin fiyatlarının yükselmesine yol açacağını bilmelidir. Bilmemiz gereken bir diğer husus ise, maaş ve fiyatlarda sağlanacak yükselişlerin, refah artışına neden olmamakla birlikte ülkemizin rekabet gücünü düşüreceğidir. Rakamlar büyüyecek ama alım gücümüz düşecektir. Rekabet gücümüz azalacak, turizm ve yükseköğretim sektörümüz zarar görecektir.
Emeğini kullanarak iş insanlarının oluşturduğu kuruluşlarda çalışanlar aynı zamanda bu ülkedeki tüketimi gerçekleştiren insanlarımızdır; onların alım gücünün yükselmesi piyasamızın canlanmasına ve genel olarak iş dünyasının verimliğinin artmasına neden olabilir. Ancak ürettiğimiz mal ve hizmetlerin miktarını ve kalitesini artırmadan sağlanacak maaş ve fiyat artışlarının böyle bir sonuç vermesi beklenemez. Bu nedenle, hükümetimiz, asgari ücret başta olmak üzere maaş ve ücretlerde sağlanacak nominal artışların sadece genel fiyat dengesinin yükselmesine ve hatta çoğu zaman bu dengenin çalışanlar aleyhine olacak şekilde yeniden kurulmasına neden olacağını bilerek, mal ve hizmet üretimi artışının ve kalitenin yükseltilmesine yoğunlaşmalıdır.
Ülke gerçeklerinin dikkate alınmadan ve asgari ücretin belirlenmesi belli yasal kriterlere bağlanmadan yapılan saptamalar ve her yıl yenilenen tartışmalar iş ortamının sağlıksız etkilenmesine ve iş barışının bozulmasına neden olmaktadır. İvedilikle asgari ücret yasası hazırlanmalıdır.
Bu arada, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nda temsil edilmiyor olmasının yarattığı sorunlara bir kez daha dikkat çekmek gerekmektedir. Kıbrıs Türk Ticaret Odası, yapılacak yasal değişiklerle asgari ücret saptanmasının kriterlere bağlanmasını ve en fazla üyeye sahip iş örgütü durumundaki odamızın ilgili komisyonda temsil edilmesini talep etmektedir.